21 Kasım 2008 Cuma

kalemimin sapını gülle donattım


işte budur. elimdeki kitap. sıradışı çalışan bir zihin akışının kalem süzgecinden bize kalanlar. patlamış mısır gibi, coştukça coşuyor besbelli yazarken ferhan abi, sonra kendi hızına kendi de yetişemiyor. okurken kahkahaya boğulmak, düşünmek, gülmek, gülümsemek kalıyor. patlamış mısırlar tavana fırlıyor. film izler gibi okuyorum. kitap okur gibi izliyorum. herşey birbirine karışıyor. bazı insanların ferhan şensoy'u neden sevmediğini anlamayamıyorum. bu kitabını okudunuz mu ey sevmeyenler? ah bir okusanız..

işte bu durumda kendime kızıyorum. istiyorum ki güzel birşey okuduğumda sevdiklerim de okusun, izlesin, aynı tadı alsın, onlar da gece yatağına yatıp gözlerini kapadıklarında okuduğu kitabın sahneleri gözlerinde canlansın. olmuyor. her şey herkese aynı oranda ulaşmıyor, değmiyor ve bazen teğet bile geçmiyor. bu durumdan ötürü kimseye kızamam ki. ama olsun ben ne zaman güzel bir yer görsem, bir yerde harika bir kahve içsem, keyifli bir kitap okusam, bir film izlesem sevdiklerim de görsün, izlesin, içsin, yaşasın kısacası onlar da duyumsasın istiyorum. kötü mü?

3 yorum:

Array! dedi ki...

Biliyor musun, ben de sevdiklerim ile zevk aldığım şeyleri paylaşmak isterim. Onların da sevmesini, dinlemesini, okumasını isterim. Bu elbette ki kötü değil :) Yalnız değilmişim..

C* dedi ki...

geçen yaz okudum ben bu kitabı aynen bahsettiğin duygularla hem de, sevdiğim herkese yapıştım illa oku diye ama tuğla boyutu ürküttü sanırım insanları, gs de okumadığıma hayıflandım, ferhan abi gibi delidolu bi genç olamayacağım için asla içim buruldu, azmine hayran kaldım, hayallerinin peşinden koşmasını kıskandım, bu yıllar günlük tutulmadan bu kadar hatırlanmaz deyip yeniden günlük yazmaya bile başladım=)

7.oda dedi ki...

hehe :) bir paylaşma delisi daha..
paylaşınca güzel herşey..
kitabı not ettim..