26 Temmuz 2010 Pazartesi

Kulaklarımda bir Baykuş'un sesi ve bana iyi gelen elleri

Bu hafta sonu kulaklarımla anlaşamayarak geldi ve geçti. Sevgili Baykuş'un reikisi bir ara işe yarar gibi oldu ama sonrası pek iç açıcı değil. Oldukları yerden koparıp atmak istedim, belki o zaman rahatlarım diye düşünerek. Onlarla bu kadar uzlaşamadığımız bir dönem olmamıştı. Görünmeyen eller kulaklarımı çekiyor ve canım acıyor diyorum Oğuz'a. Artık o da ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırdı. Tüm olasılıkları düşündük, bir ara sebep olarak gözlüklerimi bile düşündük, gözlükleri çıkarmasına çıkardım ama acı devam edince sebepleri üzerinde durmaktan vazgeçtik. Bugün kulaklarım ve ben daha iyiyiz.

Baykuş yine Edirne sürprizi yapmaya çalıştı ama başaramadı. Beni yoklamak için aradığında, Edirne yolculuğuna çıkmak üzere olduğunun kokusunu tıpkı bir çakal gibi alıveriyorum. Sürprizini başarısızlığa uğratıyor oluşum Baykuş'un canını sıkıyor. Cumartesi eve geldiğimde mutfakta mezelerle uğraşıyorlardı Oğuz'la. Kısır da yapmışlar kenarda bekliyor, annem kek yapıp getirmiş, cumartesi akşamüzerini işte böyle karşılayıverdik. Sonra annemi uğurladık, biraz bilgisayarın başında takıldık ve masanın başına geçiverdik.

Sabah 5'e kadar devam ettik böyle, sabaha doğru Baykuş üşüdü ve bir temmuz gecesi üşümüş olmasına sevindi. Masayı topladık içeri geçtik, kaynattığım mısırlardan dişledik, Baykuş'un yatağında uyku öncesi sohbeti bile yaptık.

O kadar yolu bu kadar kısa süreli bir görüşme için üşenmeden kateden güzel gözlü, güzel kanatlı Geveze Baykuş'um. Seni uğurlamak her seferinde biraz daha zorlaşıyor. Bencilce ve sürrealist bir şekilde aynı kentin içinde yaşayalım istiyorum. Eh bu şehir İstanbul olsaydı şayet, şimdi görüştüğümüzden daha geniş aralıklarla görüşürdük ve toplamında daha az şey paylaşırdık. İnsanın birini - dostlarını - özlemesi ve yanıbaşında olmasını dilemesi kesinlikle çok insanca. Belki emeklilik günlerimizde hı? Kimbilir...

Önemli Gelişme : Bugün Sermin'i aradım, aradığımda Bodrum - İllionis sapağındaydı. Sesi neşeli. Dedim ki, bir konuda yardımına ihtiyacım var, malum senden daha iyi bir sigortacı da tanımıyorum, iki tekerlekli bir araç için trafik sigortasına ihtiyacım var! E sonrası malum, karşılıklı havalara uçtuk, bir iki gün içinde ruhsat ve plaka işlemlerini tamamlarım, e hadi bilemedin üç gün... Ağzım kulaklarımda dolaşıyorum diyeceğim ama kulaklarıma küsüm ya sırf bu yüzden bunu demiyorum.. Bulutların üzerinde dolaşan ve sevinçten çello filan çalamayan bir kedi görürsen bil ki o benim.

2 yorum:

. dedi ki...

Biraz da kıskanarak okudum yazıyı Allah biliyor ya...
Ama yine de mutlu oldum güzel vakitler geçirdiğiniz için.
Geçmiş olsun umarım yakında düzelirsin...
Sevgilerimle...

Unknown dedi ki...

Midas'ın kulakları eşek kulakları, Çello'nun kulakları depresyon kulakları :))