6 Kasım 2015 Cuma

Eğer biri bana çok değil 3 sene önce deseydi ki " günlük yaşam döngün çok değişecek, ortalık aydınlanmadan, horozlar ötmeden, servis araçlarının şoförleri sıcak yataklarından çıkmadan, fabrikalarda vardiya değişimi olmadan, okula gidecek çocuklara anneleri kahvaltı hazırlamaya başlamadan önce uyanacak - evet sabah 05.30- evin içinde o dingin saatleri kimi zihnin aydınlanmış ve kendinle çatışmasız, eh kimi zaman kavgalar kavgalar kavgalarla geçireceksin... İnanmazdım. Şimdi erken saatlerde uyanan bedenime itiraz etmeyip yataktan kalkıyorum, kendime bir güzel sabah kahvesi hediye ediyorum ve yapılması gereken ne varsa onu yapıyorum. Bu bazen sabahın bu saatinde akşamın yemeğini pişirmek, bazen sadece okuduğum kitaba devam etmek, bazen etrafın karanlığında camdan dışarı bakabilmek...

Bu saatler, kapının çalmadığı, telefonun bir uyaran olmadığı, yaptığım her ne ise kendimi sadece ona sunabildiğim, keyifli anların toplamı...

Her insanın buna ihtiyacı var. Kimi zaman ağdalaşmış ilişkilerde sosyalleşen insanların sosyalleşme dozlarını ayarlayamamalarının en verimsiz sonucu, ilişik olmak istediği insanın tüm alanlarını talan edecek gücü kendinde görmesi. Gerçi bu konu sosyolojide daha yetkin isimlere teslim edilmeli, ben şimdi bulaşık makinesini boşaltamaya gidiyorum.

Hiç yorum yok: